Deri işçileriyle uluslararası dayanışma günü olan 26 Mart vesilesi ile Enternasyonalist Dayanışma, Lefkoşa'daki TC elçiliğine giderek pankart açıp bildiri okudu, dayanışmasını bildirdi.
Yaşasın işçi sınıfının enternasyonal birliği!
Biz, bugün burada İstanbul’da süren deri işçileri mücadelesini selamlamak, başta Almanya olmak üzere bir çok ülkede ilan edilen Deri işçileriyle uluslararası dayanışma gününe dayanışmamızı bildirmek için toplandık.
DESA’nın Düzce ve Sefaköy fabrikalarında 2008 yılından bu yana işçilerin sendikalaşmaları karşısında DESA sendika karşıtı tutumunu sürdürmektedir. 2008 yılında başlayan sendikalaşma sonrasında Düzce’deki sendikalı işçiler ve Sefaköy’de Emine Arslan olmak üzere toplam 41 işçi işten atılmıştı. Açılan işe iade davalarında mahkemelerde DESA haksız bulundu ve işçilerin işe iadesine karar verildi. DESA’ya sipariş veren uluslar arası markalara karşı yürütülen kampanya etkili oldu ve kesilen siparişleri sonrasında DESA T.Deri-İş Sendikası’yla 24 Ağustos 2009 yılında bir protokol imzaladı. Ancak DESA protokolün yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sendikalaşmak isteyen işçilere yönelik baskılarını sürdürdü.
Son olarak Sefaköy’de 12 işçi 17 Ocak 2011 tarihinde işten atılmıştır. Atılan işçilerden dokuzu sendikayla görüştükleri ve diğer 3 işçi de sadece sendikayla görüşme yapan bir işçinin akrabaları olduğu gerekçesiyle işten atılmışlardır. Devamında Düzce’de 28 Ocak 2011 tarihinde sendikal çalışmalarda öncü olan Hakan Lermi ve Serdar Kuru adlı işçiler işten atılmışlardır. Hakan Lermi ve Serdar Kuru adlı işçiler işlerine geri dönebilmek için T.Deri-İş Sendikası öncülüğünde 28 Ocak’tan bu yana Düzce’deki fabrika önünde direnişlerini sürdürmektedirler.
Dünyanın en pahalı çantaları Prada markası altında DESA’da üretilirken işçiler asgari ücret koşullarında çalıştırılmakta ve ücretlerini belirlemede söz hakları tanınmamaktadır. Prada gibi lüks tüketim ürünleri, hak ihlallerinin yaşandığı DESA’daki işçilerin ellerinden çıkarak dünyanın en pahalı lüks mağazalarını süslemektedir. Örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkına saygı gösterilmediği ücretli kölelik koşullarında anayasal bir hak olan “sendikalı olmak” uğruna, Türkiye işçi sınıfının Casper Bilgisayar’da, Konak Belediyesi’nde ve Omtex’te verilen mücadeleleri selamlarız!
Casper Bilgisayar Firmasında işçilerin DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş sendikasına üye olmalarının arkasından işten çıkartılmaları üzerine başlayan direnişe bir aya aşkın süredir devam etmektedir.
70 yıllık kazanımları Torba Yasa’yla elinden alınana Metal İşçileri ise, Birleşik Metal İş Sendikası öncülüğünde büyük bir mücadeleye başlamıştırlar. 15.000’in üzerinde işçiyi etkileyecek bu mücadelede metal işçilerinin temel talebi; güvenli iş, güvenceli gelecek ve insanca yaşamaya yetecek ücrettir. UPS’te olsun Tekel’de olsun DESA’da olsun talep de kavga da hep aynıdır! Sendikalı, güvenli-güvenceli bir iş!
Türkiye’de 4/c ve Torba Yasalarının izdüşümü Kıbrıs’ta da Göç Yasası’dır. Neoliberal sınıf taaruzu hem Türkiye’de hem de onun sömürgesi olan Kuzey Kıbrıs’ta ayni çizgide sürmektedir. Bu yüzdendir ki mücadele sınır tanımaz, dayanışma zorunludur. Mücadelelerimizden öğrenecek çok şeyimiz, enternasyonalist dayanışmamızla paylaşacak çok zaferimiz vardır.
Yaşasın işçi sınıfının enternasyonal birliği!
Enternasyonalist Dayanışma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder